KISKANÇ OLANLARA ŞARKI YOK

İTALYA İLE TÜRKİYE ARASINDA MEKİK DOKUYAN MANKEN-ŞARKICI TUĞBA ÖZAY: MANKENLİK DEFTERİNİ MONACO'DA ÇIKTIĞIM DEFİLE İLE KAPATTIM. YAŞADIĞIM HER ŞEYİ DE TARİHE GÖMDÜM. TÜRK HALKINDAN DA GEÇMİŞİ UNUTMASINI RİCA EDİYORUMGeçtiğimiz yıl Rulet Operasyonu kapsamında, Paşakapısı Cezaevi'nde altı ay tutuklu kalan manken Tuğba Özay, hayatında yepyeni bir sayfa daha açtı. Cezaevi sonrası 'Bedel' adlı bir kitap çıkaran, ardından İtalyan sevgilisi Fattizzo Ludovic ile evlenen Özay, şimdi de ilk albümü 'Armoni'yi piyasaya çıkardı. Albümdeki 14 şarkının da kendisine ait olduğunu belirten Tuğba Özay, "Türk halkından bir isteğim var... Ben geçmişimi gömdüm, lütfen siz de gömün" dedi.

HER ŞARKIMIN BİR MESAJI VAR
Albümünüzdeki şarkılar cezaevi günlerinizde yazılmış. Ancak şarkılarda herkese bir mesaj var. Doğru mu düşünüyorum?
Çok doğru bir tespit, herkese bir mesaj var. Hayat hepimize aynı olayları yaşatmasa da aynı acıları yaşatıyor. Bu albümdeki 14 şarkıda, yaşadığım şeylerin tabii ki izi var ama bunların hiçbiri hapishane şarkısı değil.

Şarkıların hikayesi var sanırım. Neden bu kadar öfke, bu kadar mesaj?
Aslında tam olarak mesaj yok. Eminim herkes hayatında kırılmış, üzülmüş, utanmıştır. Mesela 'Kırıldı Kadehler' gerçekten romantik bir parça. Erkeklerden nefret eden, öfkesi olanlar bu şarkıda dile gelecek. 'Yargısız İnfaz' diye şarkım var; içerde olduğum dönemde hakkımda çıkan haberlere cevap veremediğim çaresizliğimde yazdım. Benim şarkı sözlerim herkesin yazacağı sözler değil. Şarkılarım dinlendikçe güzelleşecek. 'Yüreğim Buruk' şarkısı da her şeye rağmen ayakta kalmamız gerektiğini anlatıyor.

Peki, 'Adam Görünen Madam' şarkınızın hikayesi nedir? İsmi çok ilginç...
Sevdiği adama isyanını anlatan bir kadın. 'Sen değil miydin aşkından ayaklarıma kapanan?' diye başlıyor. Çok var böyle adamlar etrafımızda maalesef. Dün söylediğiyle, bugün söylediği birbirini tutmaz.

SAPLA SAMAN BİRBİRİNE KARIŞMIŞ
Albümünüzü çıkmadan önce ünlü sanatçılara dinletip, fikirlerini aldınız mı?
İntizar'a dinlettim. Bana "Arkadaşım sen ne yapmışsın böyle? Bence her yerde göğsünü gere gere 'Bu şarkıları ben yaptım' demelisin. Herkesi etkileyecek muhteşem şarkılar yapmışsın" diye ağladı. Yavuz Bingöl albümü dinledi ve "Kızım içeri girdin Türkiye'yi şaşırttın... Evlendin şaşırttın, şimdi de mükemmel bir albüm yapmışsın. Yine herkesi şaşırtacaksın" dedi. Bülent Seyhan da albümü dinledikten sonra "Gerçekten sanat yapmışsın" yorumunda bulundu. Sonuç olarak, ıskanç olmayan ne kadar insan varsa herkese dinlettim.

Bunu söylerken, camiada çok kıskanıldığınızı mı düşünüyorsunuz?
Evet... Çünkü şayet ben bu albümün şarkılarını radyoya farklı bir isim ile verseydim insanlar yorumlarını daha objektif yaparlardı. Ve eminim beğenilerini daha net gösterirlerdi. Ama yapan Tuğba olunca, vurun abalıya modeli oluyor. Yurtdışında insanlar birbirlerinin başarılarından gurur duyuyor. Bizde hemen önünü kesmek istiyorlar. Gerçi sapla saman da birbirine o kadar çok karışmış ki; kimse istediği yerde değil. Ekonomik sorunlar nedeniyle kimse sevdiği işi yapamıyor.

BİRAZ DAHA HOŞGÖRÜLÜ OLALIM
Türkiye'nin gündemiyle meşgul birisiniz... Sanat ve medyadaki değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sanat ve medya dünyasında çok büyük değişim var ama bence iyi oluyor. Sapla saman karışmamalı. Hak eden hak ettiği yerde olmalı. Özel hayatla gündeme gelirsiniz ama bu kadar basit olmamalı.

Umutsuz görünüyorsunuz galiba...
Ben cinnet toplumu yaratıldığını, bir sosyal patlamanın olmak üzere olduğunu düşünüyorum. Haberleri izlememeye çalışıyorum. Yani emekçi insanların, işçilerin eylemlerini görüyorum... Gençlere bakıyorum birbirini kesiyor. Türkiye garip durumda... Paranoyak bir toplum olduk. Türkiye'ye aşık birisiyim ama ülkemin bu durumu beni üzüyor. Televizyon bile izlemiyorum ama protesto ettiğim için değil içim sıkılıyor. Hiç güzel bir şey yok.

CHP'ye karşı da biraz kırgınlık seziyorum sizde...
Sosyal demokrat olarak onların yanındayım. Aslında bu ülkeye kim iyi bir şey yapacaksa ben onların yanındayım. Birçok insan siyasi yönünü söylemezken ben çıkıp görüşümü söyledim. Birbirimize hoşgörülü olalım.

Mankenliği ne zaman bırakacaksınız?
15'inci yılımda mankenliği bırakacağımı söylemiştim zaten. Türkiye'de en fazla vergi veren ve en fazla iş yapan top model benim. Türkiye'nin her yerinde tanınmış olmanın keyfini yaşadım. Birileri çok konuşuyor, birileri çok çalışıyor. Ben çalışan oldum. Fidan olmadan ağaç olmaya çalışanlar var. Sadece konuşmak için konuşmasınlar. Ben jübilemi, geçtiğimiz aylarda Monaco Prensi Albert'in himayesinde düzenlenen defilede yapmıştım. Podyum hayatıma son noktayı orada koymuştum.

Mankenlik camiasında iyi isimler çıkmıyor mu?
Sektör kötü durumda... Gençler başarılı olmak için sabırlı olmayı beklemiyor. Ben sadece ürettiklerimin doruk noktasındayım. Yeteneklerimi biliyorum, geliştirmek benim elimde. Bilginin sınırı yok. Çok iyi öğretmenlerden ders aldım. Sabırla beklemeliler, emeklemeden koşamazlar.

Eşiniz Fattizzo Ludovic ile her şey yolunda mı?
Eşimi, cezaevinden çıktıktan yedi ay sonra tanıdım, ona çok inandım. Bana iki gün sonra evlenme teklif ettiğinde şaşırdım ama çok sıcak baktım buna. Bir yıl flört ettik. İnsanlar inanmadılar... Göz önünde yaşamadık diye yerden yere vurdular. Eşim de şaşırıyor buradaki insanlara... Güya benim eşim Sırpmış da ben söyleyemiyormuşum! Ne alakası var? İnsanlar neden böyle şeylere takılıyorlar. Ben İtalyan'la da evli olabilirim; Arap'la da. Ben mütevazı oldukça insanlar üzerime geliyor.

Eşiniz sizinle gurur duyuyordur değil mi?
Tabii ki... Yolda eşimle yürürken bir bakan bir daha bakıyor. Fattizzo kıskanıyor ama biliyor ki ben ona aidim. Ondan başkasını istemiyorum... Allah bana nefes verdikçe eşime ait olmak istiyorum. İstesem ben bu evliliği istediğim gibi kullanırdım.

Düğününüzdeki amcanız da sorun oldu?
Amcam nikah şahidi olduğunda, millet şirketi aramış ve "O amcası mı?" diye sormuşlar. Biz bile şaşırdık.

Bir de Monaco'yla ilgili bir hikayeniz vardı...
Olmaz mı? Herkes beni gururla alkışlarken, defileden üç hafta sonra eşim aradı. "Monaco Prensi'nin kuzenini bir kadın aramış. 'Tuğba Özay gibi hapise giren bir kadınla Monaco Prensi nasıl biraraya geldi, şaşırdık' demiş" diye olayı anlattı. İnanamadım! Kim benimle ilgili konuşursa, mutlaka kulağıma geliyor. Arkamdan iş çeviren insanların da hallerini gördük. Başıma Kate Moss gibi yüzümü kızartacak bir şey gelmedi ama herkes yaşıyor bunu.

Şiir kitabınız ne durumda?
Çok yakında 'Bu Bir Davetiyedir' adında bir şiir kitabı çıkaracağım. Onun çalışmaları bitti, şimdi yayınevleriyle görüşüyoruz. Anlaşınca basacağız.

İtalya-Türkiye arasındaki koşuşturmadan yorulmadınız mı? Bu ne kadar sürecek?
Bir süre daha iki evim var maalesef. Hem orada, hem burada yaşamak zorundayım. Ancak albümü oturtabilirsem, tamamen İtalya'ya yerleşeceğim. Sadece özel konserler için buraya gelip, evime geri döneceğim.